24 Nisan 2018 Salı

Adım Adım İstanbul LXXXI





Fatma/Mehmet Sertçelik



(?)


Aşağıdaki yazının anımsattıkları:
(Yazının bitiminde)

İsmail Ünal

Beşiktaş, Megaralılardan (Milattan 650 yıl önce kralları Bizas'la Bizansı kuranlar) bu yana İstanbul'da kültürünün üzerine kültür ekleyerek bugünlere gelmiş emanetimizdir.
Beşiktaş'ın bu kültürel değerlerinin kendini bulduğu yerler pek tabii ki meydanlarıdır. Beşiktaş Köyiçi (Çarşı), 
Ortaköy, Bebek, Levent, Konaklar meydanlarından o semtlerin sokaklarına açılırsınız ve her sokakta ayrı bir kültürel değer, kimlik ve özellik sizleri kucaklar.
Tüm bunlar geçmişten gelen yaşanmışlıklarla damıtılmış, bugün özenle korumamız gereken semt kültürümüzün ta kendisidir.
Örnekleri düşünürken Bebek'te Bebek Badem Ezmesi (Sevim abla)..
Ortaköy'de Ertekin ve deniz kıyısındaki çayhanelerimiz, kumpirciler ve cumartesi, pazar günleri kurulan el emeği, göz nuru sanat eserlerinin sergilendiği alanlar, sahaflar.
Köyiçi'nde (Çarşı), balık pazarı, ara sokaklarda birbirinden ayrı lezzetler, Recep Amcanın Beşiktaş köftecisi, Soydan turşucusu, Kazan Birahanesi, 7-8 Hasan Paşa Fırını, Elektrikçi Yılmaz Abinin dükkan önü muhabbetleri ve Kaymakçı PANDO, Beşiktaş'ın kimlikleridir.
Bu tarihi mekanlar ve dükkanlar yaşanmışlıkları, anılara kattıkları renklerle başka şehirler ve ülkelerden gelen turistlerin uğrak yerleridir. Beşiktaş'a hem ekonomik hem tanıtım olarak değer katarlar. Bu dükkanlar ve meydanlar yaşantımızın ketum sırdaşlarıdır. Bazen ilk tuttuğumuz elin, ilk öptüğümüz yanağın, deplasman öncesi ayazda ayakta otobüs beklediğimiz, bazen desibelleri aşan Beşiktaş Sevdamızı haykırdığımız yerlerdir.
Bebek Badem Sevim abla, ünü Beşiktaş'ı aşmış enfes bir tadın dükkanıdır. Badem onun elinde kendini bulur hatta kendinden geçer.
Yıl 2004: Bebek Badem Ezmesi dükkânın içindeki koltuğun üzerinde kimseyi rahatsız etmeyen çok güzel bir kedi oturmaktadır. Kısa süreli bir yaz tatilinde bulunduğum sırada telefonum çaldı, arayan Sevim Abla.
"Başkan, Başkan. Senin zabıtaların dükkânda bir kedi barındırdığım için bana ceza kesti, çok üzüldüm tansiyonum yükseldi ve hastaneye kaldırıldım.
Ben yumuşak bir üslupla alttan almaya, Sevim ablaya, sevimlilik yapmaya çalıştım. "Geçmiş olsun" falan deyip özür dileyerek telefonu kapattım.
Hemen ilgili birime ulaşıp, kesilen cezayı ödeyerek, bulunduğu hastaneye bir çiçek ve ceza makbuzunu gönderdim. Hata yapmıştık. O müşterilerinin sorumluluğu yılları aşmış, o kedinin en ufak bir sorununa bizden önce müdahale edecek kadar titiz biriydi, çünkü.. Bebek'in simge ismiydi. Sevim abla sonrasında beni arayarak teşekkür etti. Ayrıca bana bir zarfın içinde kendi yatırmış olduğu makbuzu da gönderdi. Bugünlere ulaşan müthiş dostluğumuz hala devam etmektedir.
Bu hafta kaybettiğimiz PANDO, üçüncü kuşak olarak o dükkânda kimliğini sürdürmüştü. Atatürk'ün Akaretler'de annesine uğradığı zamanlarda, Pando'nun dedesinin Atatürk'e kaymak gönderdiği, hatta Ata'ya bizzat hizmetleri hala konuşulur.
2012 ortalarında Pando'nun dükkânının da bulunduğu ada bir firma tarafından satın alınmıştır. Burası tarihi bir bölgedir. Kültür ve tabiat varlıkları koruma kurulu tarafından onaylanacak proje ile uygulama yapılması gerekmektedir. Girişimci firma bir heyet olarak ziyaretime geldi. Kendilerine benim için öncelikli olan çarşının değerlerinin kaybolmaması gerektiği, bu adada en önemli değerin Pando'nun yeri olduğunu, ada içinde onların uygulayacağı projeye kültürel olarak katkı verilebileceğini anlattım. Çarşının çoğunluğu iki katlı binalardı. Bunların cephelerinin kültürel değerlere bağlı renklendirme yaparak projelendirilmesi gerektiğini söyledim. Çünkü çarşının dokusunun korunmasından yanaydım. Girişimci firma konuya sıcak baktı. Bu istek kent kültürü adına istenen bir anlayıştı.
Ben başkanlıktan ayrıldıktan sonra, 2015- 16 yıllarında Pando oradan ayrılmak zorunda bırakıldı.
İnanın çok üzüldüm. Çocukluk anılarımızdan bir yaprak döküldü. Gözlerimizden yüreğimize de işlemiş bir kültürümüzü daha kaybettik. Gençliğimizde hafta sonları Kabataş Erkek Lisesi yatılı öğrenci arkadaşlarımızla yaptığımız kahvaltılardaki kahkahalarımızı, semtte kiracı olarak oturan üniversitelilerin, sabahları sıcak ekmek, sıcak süt eşliğinde ballı kaymaklı kahvaltılarını, öğrencilere ilham kaynağı çalışkan Pando'yu çok özleyeceğiz.
"Kahvaltı yapan her çocuğa bir ihtiyacınız var mı" diye soran ve hiç kimse bilmeden bir o kadar gencin kahvaltısını yaptıran asil, o yüce ruhlu PANDO'muzu unutmayacağız.
Beyoğlu'ndan bir örnek verecek olursak, İnci Pastanesi'nin ilk dükkanındaki Luka Zigoris Ustanın da böyle olduğu anlatılır. Profiterol yiyen ve o kalabalıkta hesabını ödemeyen kaçan öğrencileri bilip ses etmeyen esnaflardır, o insanlar.
O yüzden yerini taşısa da bu kurumlar hep yaşamalıdır, yaşatılmalıdır.
Geçtiğimiz hafta hayata veda eden Pando'nun cenazesine gittiğim zaman Feriköy Bulgar Kilisesi'nde eşi ve iki oğlunun yanında; tam bir esnaf ve semt dayanışması vardı. Beşiktaş Semtliliği bu demekti.
Beşiktaş Kasabı Nazif, Elektrikçi Yılmaz Abi, Beşiktaş Köftecisi Recep Amcanın çocukları, Köyün büyükleri Mete abi, Hüseyin Balto, Eczacı Kemal, Çiçekçi Mustafa, Haluk Yeter, 
Süleyman Seba yönetimlerinin Efsane yöneticisi Tahsin Akıncı ve Beşiktaş'ın bütün esnafının kilisenin bahçesini doldurması gözlerimi yaşarttı.
Beşiktaş'ı Beşiktaş yapan değerlerden birini daha kaybettik. Bu semt her değeri ile bizim ve her ölümle hafızasından bir bölümü kaybediyor..
PANDO Usta, yıllarca sattığı sıcak süt gibi bembeyaz ve sıcak bir insandı.
Huzur içinde, dinince dinlensin.

N Blog: 
Kendi adıma ekleme yapmak zorundayım:

-Beşiktaş'ın benim yaşamımda da ayrı bir yeri var.
-Beşiktaş'ın değerlerinden biri de Sertçelik'lerdi. 
-Şehit Nuri Sokak (Ev)
-Barbaros Bulvarı (Mesken)
-Ihlamur caddesi Marshal Boya Deposu'nda (1 hafta)
-Ihlamur caddesi Özlem İç Giyim
-Çarşı'da Yeşil Yuva Lokantası
-Dolmabahçe caddesi Fethi'nin Yeri
-Beşiktaş İskelesi (500 TL)
-Yıldız Parkı
-Deniz Müzesi
-Eski adıyla Mithatpaşa (İnönü) Stadyumu
-Yahya Efendi Dergâhı
-Ortaköy Camii
-Sinanpaşa Camii
-Tuzcu Baba Türbesi
-Beşiktaş Evlendirme Dairesi
-Vişnezade
-Hilton Conrad'ın olduğu yerdeki sürücü kursu
-Java motosiklet: M.Ş. ve NA
-Kuşçular



Şehit Nuri Sokak'ı dikine kesen sokak (1968)



Şehit Nuri Sokak (1968)



Yıldız Parkı (1972)




23 Nisan 2018 Pazartesi

Bir Dost'tan!..








Karadeniz gibisin!








ATAM








18 Nisan 2018 Çarşamba

Adım Adım İstanbul LXXX



Sultanahmet 

Lale Halı















16 Nisan 2018 Pazartesi

Günübirlik Antakya'daydık!...1











Antakya Kalesi


Asi nehri





Antakya ve ASİ








Habib Neccar Camii







Ortodoks Kilisesi


Ulu Camii











2016 yılından 6 fotoğraf



Pöç Kasabı Tepsi/Kâğıt kebabı


Antakya simidi













Aşk bu, aşk!..





1847'de yapımı tamamlanan Meriç Köprüsü


Adana Misis Köprüsü


Adana Seyhan Nehri





Afrodisyas Antik Kenti


Altıntepe Kalesi, Erzincan


Aspendos Antik Tiyatro, Antalya


Ağrı, İshakpaşa Sarayı


Bozdoğan Su Kemeri, İstanbul


Didim Apollon Tapınağı


Didim Milet Antik Kenti


Galata Kulesi, İstanbul


Galata Köprüsü


Güneşin doğuşunun ve batışının dünyada en iyi izlendiği yer: Adıyaman Nemrut Dağı


Haliç, İstanbul


Kuşadası, Güvercin Adası



Kırklareli, İğneada, Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük Longoz Ormanları 


Malatya'da safkan Arap atlarının yetiştirildiği Sultansuyu Tarım İşletmesi


Malatya, Akçadağ, geçmişi 65 milyon yıl önceye dayanan Levent Vadisi ve seyir terası


Malatya, Darende, Tohma Kanyonu'nda Kudret Havuzu


Malatya, Darende, Günpınar Şelalesi


Konya, Mevlana Türbesi (solda), Selimiye Camii (sağda) 



Nazilli, Arpaz Beyler Konağı



Uluabat Gölü kıyısı, Gölyazı


Şanlıurfa, Balıklıgöl


Şanlıurfa, Halfeti


Şanlıurfa, Harran, asırladır ayakta duran külah biçimindeki konik evler