23 Eylül 2019 Pazartesi

Alice








21  Eylül 2019

3E (Hala, yeğen, evlat)
HDA, OA
ÖU
AA, NA


" Alice" Müzikali 



















Lewis Carroll tarafından yazılan ve bugüne kadar 174 dile çevrilerek edebiyatın eşsiz eserlerinden biri olma özelliğine sahip “Alice Harikalar Diyarında”, Serdar Biliş’in yönetmenliği ve Beyhan Murphy’nin koreografisi ile çağdaş bir müzikal uyarlama olarak sahnedeki yerini aldı…

“ALICE” adı ile izleyicisiyle buluşan müzikalde Serenay Sarıkaya “Alice” olarak izleyicisinin karşına çıkmaya hazırlanırken, Ezgi Mola “Kraliçe”, Enis Arıkan “Tavşan”, Şükrü Özyıldız “Şapkacı”, İbrahim Selim “Kral”, Merve Dizdar ise “Kedi” rolü ile başrolleri paylaştı.

BKM, Zorlu PSM ve id ortak yapımcılığında, dünya sahnelerinin dev prodüksiyonlarına ev sahipliği yapan Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde izleyicisi ile buluşan müzikal; dev sahne prodüksiyonu, etkileyici görsel efektleri, benzersiz kostümleri, müzikleri ve birbirinden yetenekli oyuncu kadrosu ile büyüleyici bir sahne şovu!

“Ben kimim?”
Hangisi gerçek, hangisi sanal?
Kendini yaşadığı hayatın içerisine sıkışmış hisseden Alice, bir mobil uygulamanın çağrısına uyar ve beyaz tavşanı takip ederek sanal bir dünyanın içine dalar. 
“Ben Kimim?” sorusuna cevap ararken kendini fantastik bir dünyada bulan Alice, hayal gücü zenginliğiyle bu yeni evrende kendi cesaretini sınayacak, korkularıyla, arzularıyla baş başa kalacaktır. 
“Alice” müzikali, gerçek hayattaki iletişimin yalnızlaştırdığı günümüz sanal dünyasında savrulan bir genç kızın, büyüme hikâyesidir.

Oyuncular: Serenay Sarıkaya, Ezgi Mola, Enis Arıkan, Şükrü Özyıldız, İbrahim Selim , Merve Dizdar
Yönetmen: Serdar Biliş
Müzik: Tuluğ Tırpan
Koreograf: Beyhan Murphy
Metin: Aylin Alıveren, Murat Uyurkulak
Yapımcı: BKM, ZORLU PSM, ID 
Proje Yapımcısı: Nisan Ceren Göknel
Yaratıcı Yapımcı: Ayşe Barım
Sahne Tasarım: Gamze Kuş
Kostüm Tasarım: Ayşegül Alev
Işık Tasarım: Cem Yılmazer
Multimedya Tasarım ve Prodüksiyon: Illusionist
"Duy Beni" ve "Kuzey Yıldızı" Şarkıları Söz ve Müzik: Nil Karaibrahimgil

Dansçılar:

Ahmet Şahin 
Burhan Yücel
Buse Öztekin 
Ceyda Özcan 
Ferhat Güneş
Kamola Rashıdova
Nil Batırbaygil
Ozan Akgün
Taner Güngör
Balca Kızılkaya
Celalettin Rumi Güngör
Cüneyt Üstün
Damla Ürk
Fethi Arda Ergül
Gültekin Karataş
Işıl Derya Bıçakçı
Kaan Doğruer
Mehtap Çınar
Oğuz Turgutgenç
Tuğçe Göncü
Cemal Acet
Ekin Tunceli
Gürdeniz Bursalı
İzel Durmuş




22 Eylül 2019 Pazar

Sevdiğim sokak adları




Bunlar da N’ın cadde - sokak isimleri:

Fatih, Kıztaşı Caddesi
Fatih, Hasan Halife Mahallesi, Vatandaş sokak
Rize, Bağdatlı (Haldoz)-Gülbahar
Rize, Dalyan, Atatürk Caddesi
Fatih, Atikali, Sarayağası Caddesi, Sarayağası çıkmazı
Fatih, Şahuban Cami Sokak
Beşiktaş, Şehit Nuri Sokak
Beşiktaş, Barbaros Bulvarı
Kadıköy, Göztepe, Mazharbey sokak
Gayrettepe, Yeni yol çıkmazı
Kadıköy, Kazasker, Hüseyin Ayanoğlu sokak
Marmaris, Amos
Ataköy, 9-10. Mahalle, Hanımeli Çiçeği sokak
Kadıköy, 19 Mayıs Mahallesi, Mercan sokak
Ataşehir, Bahçe Sokak
Ataşehir, Towerland, Meriç caddesi, Gülnihal sokak 
Kadıköy, Sahrayıcedid, Cami sokak














3 Eylül 2019 Salı

Bodrum Bodrum










                            Club Flipper Yalıkavak ve Yalıçiftlik Hapimag



Bodrum Yalıçiftlik Hapimag

26 Ağustos - 31 Ağustos 2019

HDA, OA, EA, DA, SD

ED, ED

AA, NA

TŞK HDA

Gezi notları:

26 Ağustos, Pazartesi
-Osmangazi Köprüsü, İzmir Otobanı MİSSS! Aydu söylendi durdu: Ruhsuz yol, dedi. Bir ara gözkapaklarıma hâkim olamadım, Oksijen’de göz kapaklarımı dinlendirme molası verdim.
-Aydu D’e yazıyor: Salaklar, gaza geldiler, otobana girdiler, acayip sıkıcı, bomboş.
-Aydu bak, Kırkağaç, işte alacağın zeytinlik! “Ne zeytinliği, zeytinlik parasını otobana verdiniz!”

-Torba Migros alışveriş.
Hapimag, 20121-2022
Jane Austen, Aşk ve Gurur, ağaç altı gölgede, şezlongta. Beğenmedim.
Deniz suyu soğuktu bana göre, hafta sonuna kadar hep aynı ısıdaydı, demek ki Bodrum denizi bana göre değil. Ancak pırıl pırıldı.
-Kavgacı Demir. Yaşıtı bir oğlan sataşmış buna, itmiş galiba, bu da basmış tekmeyi. Oğlan bağırıp çağırmış, vaveyla koparmış.
-Canik H’la telefonlaştık, Bodrum’da, Reyhan’la Perşembe akşamı Yalıçiftlik’e gelecekler, akşam yemeğinde beraber olacağız.
-Sürat teknesine bağlı koltuk (Mabel) ile: Deniz, Demir, Esma, Ece. Ece: Pasaportsuz yurtdışına, Yunanistan’a, Kos’a gittik. Hayatımın en mutlu gününü yaşadım bugün. Ben şahit olmadım.
-İkinci kitap: Shakespeare, Kral Lear-Hırçın Kız

27 Ağustos, Salı
-Tutturdular: Akşama Gümüşlük’e. İlkin gitmemek için direndim, D ile A çok isteyince yelkenleri suya indirdim. Az buz yol değil. Giderken bir taraftan avuç içimle kelime vurup söylenirken bir taraftan da araç kullanmaya çalıştım. Dönüşte yine söylenmeye kalkışmıştım ki, Elif, “çok mutlu oldu herkes, bak neler neler aldık,” deyince, “haaa, bak, şimdi ben de mutlu oldum işte,” dedim. Aralarında anlatıp anlatıp güldüler bu hareketlerime.
-Gümüşlük Camii’nde akşam namazı
-Aydu, Sevda, Elif A 101’e gitmişler ben camideyken. Bilahare anlatıp anlatıp kendi hallerine güldüler. Telaşlanmışlar “Nerede kaldınız?” diye arayınca biz. Aydu koca alışveriş arabasında bir yoğurt ile kasaya doğru hareketlenmiş, Sevda’yı unutmuş bile. Bu arada Sevda da elinde bir sürü su şişesi ile boğuşuyor.
-Cadı Bijüteri. Öyle herkesi almıyor mağazaya. Hele çocukları hiçççç! Bizimkileri davet etmiş mağazaya, çocukları kabul etmeyince bizimkiler de tavır koymuşlar: reddetmişler. Küstah kadın, nitelemesi yaptılar anlatırken. Meğerse kadın meşhurmuş, biraz da sıyrık.
-Elif, Aydu, Ece halhal almışlar, ayrıca kızlar bilezik. İki tane de file kepçe, balık avlamak için.
-Geceyarısından sonra… 2022 numaralı oda “hanek merkezi”ne dönüştü. Kahkahalar.

28 Ağustos, Çarşamba
-Bugün de koltuk (Mabel). Ece’nin en mutlu ikinci günü. Çocukların yanında dördüncü kişi olarak bu defa ben vardım. Aydu ısmarladı.
-File kepçe ile D ahtapot yakalayınca… sahilde hareketlilik. Çocuklar çığlık çığlığa. Çok geçmeden denize salıverdiler. Sonraki günlerde denizde ne varsa yakaladılar: balık, yengeç, deniz yıldızı, karides, hatta çekirge vb. Demir, Esma ve Ece çok keyifli bir o kadar da heyecanlı.
-Ece’den Esma’ya: Kalbimi çaldın, hayallerimi yıktın… Saman alevi gibi bir dargınlık.

29 Ağustos, Perşembe
-Dikkat ettim. Hemen hemen her gün aynı ritüel: Demir sabahları uyanır uyanmaz ipad’ini kaptığı gibi tuvaletini bile yapmadan bizim odanın kapısını çalıyor ve dalıyor içeriye. Bu sabah Elif kapıyı araladı, karşısında Demir’i görünce mahsustan, “Burada kimse kalkmadı, herkes uyuyor,” dedi. Demir hiç oralı olmadı, kapıya ve Elif’e ayrı ayrı omuz atarak içeriye dalıverdi.
-Elif, Aydu, Olcay… Yakıkavak Pazarı’na gittiler. Tekstil ürünleri: Havlu, peştamal, pareo vb.
-Kötü bir gün: Elif iki kez, biri odada diğeri sahilde olmak üzere… fenalaştı, titredi, sözcükleri anlaşılmaz oldu, kendinden geçti. Korktuk tabii ki. Aydu dağıldı: “Kızım meleklerle konuşmaya başladı,” dedi. Tabii ki her şey normale dönünce Aydu’nun bu sözcükleri ti’ye alındı.
-Bu tatilin iki gözdesi: Aydu ile Demir
-Sevda çok çalışkan, candan, aileden biri gibi.
-Bugün denize girmeye cesaret edemedim. Diğer günler günde en az iki kez girdim.
-Yalıçiftlik, Yalı Restoran, Canik ile Reyhan Hampikyan da katıldı bize, deniz kenarında güneş batarken, bilahare ay ışığında yemek… 11 kişiydik. Demir Ece’nin yanına oturdu, kalkmaz.
-Ece: Manyak gibi dans ettim
-Ece gece rüyasında anne ile babasını ölmüş olarak görmüş… uyandı… annesine sarılıp sarılıp içli içli ağladı durdu, bilahare uyuyakaldı.

30 Ağustos, Cuma
-Demir’e “Eceler gitti,” demişler. Buna rağmen… ipad’ini kapar kapmaz tuvalete bile gitmeden bizim odaya…
-Cuma namazı için Kızılağaç Yeni Cami. İmamın vaazını çok beğendim. Hitabeti de yumuşak, dinlenilir, basit, günlük hayattan.
-Elif bugün de rahatsızlandı… Bodrum, Ortakent, Acıbadem Hastanesi acil. Araçtan hastaneye yürürken yine fenalaştı.
Tansiyon: 14-7
Oysa Elif hep düşük tansiyondan şikâyet ediyordu. Bundan sonra tatile giderken tansiyon aleti taşımak farz oldu. Bilahare tansiyon: 11-7. Kan ve idrar tahlilleri, EKG, kardiyolog gelip gördü, serum verdiler, taburcu ettiler. İstirahat verdiler.
-Dönüş için hazırlanıyoruz, toparlanıyoruz. Konuşacak durumda değildim. İşaretle poşeti gösterdim Aydu’ya. Sonra da terliklerimizi. Şunu demek istiyorum: “Terliklerimizi bu poşete koyarız.” Aydu anlamadı, anlasa şaşardım zaten. Bilahare Elif’e anlattı. Beni sarakaya almak için.

31 Ağustos, Cumartesi
-Saat: 07.05. Hapimag’dan yola çıktık.
-Bafa Gölü kenarı, Çeri Restoran’da kahvaltı. Göl ve tarihe karşı.
-Balıkesir, Kırkağaç civarı. Aydu ile Elif yol kenarındaki satıcıdan: Domates-Biber. Kilolarca. Satıcı sağır, müşteri sağır. Satıcı Ece’ye alçıdan yapılma ceylan hediye etti, bir parçası kırık olsa da… Ece memnun. Terasa koyacak.
-Karacabey. Tavacı Refik. Olağanüstü. Şaştım kaldım.
-Gölet
-İrfan Mescit
-İzmir-İstanbul Otobanı (bu defa Karacabey’den girdik, bir yerde yarısından), Osmangazi Köprüsü, TEM
-Ece İstanbul’a yaklaştıkça cep telefonu trafiği hızlandı… Arkadaşlarından arayan arayana… duyan arıyor… Randevu kurmaya çalışıyorlar Ece ile. Bir arkadaşı bastırınca… Ece şaşırttı bizi: “Programıma bir göz atayım, ararım seni.”